Özet
Bu makalede Âdâbu’l-Baḥs̱ ve’l-Munâẓaranın (ABM) İslam mantık geleneğinin alt konularından biri ve cedel teorisinin uygulamasına yönelik kıyas araştırma sanatı olduğu iddia edildi ve ABM literatürü eser ve müellifleriyle tespit edildi. Bu çalışmadaki amaç, ABMnin kaynağına yönelik tespitlerde bulunup günümüz akademik çalışmalarında İslam mantık geleneği ile ilgili yeni konu, problem ve tartışma alanlarının imkânının genişlemesi için ABM müelliflerini ve eserlerini belirlemektir. Cedel, Aristotelesçi mantık yazınının bir konusudur. O, İslam mantık literatüründe hem mantık kitaplarında hem de kelâm ve fıkıh kitaplarında yer bulmuştur. Cedel, kelâm kitaplarında münâẓara olarak ele alınmıştır. Örneğin el-Baġdâdî’nin İʿyâru’n-Nazar fî ʿİlmi’l-Cedel eseri. Bu isimlendirmenin dayanağı kelâm disiplinin cedeli geçerli olanı tespit etme (iẓhâru’ṣ-ṣavâb) sanatı olarak yorumlamasıdır. Fıkıh kitaplarında da yine aynı amaçla yargıdaki ihtilafların çözümüne katkı sağlayan bir sanat olarak ele alınmıştır. Örneğin ed-Debûsî’nin Taḳvîmu’l-Edille eseri. Bunun yanında İbn Ḥazm’ın et-Taḳrîb fi’l-Manṭıḳ eseri istisna olmakla beraber Arapça mantık eserlerinde (İbn Sînâ’dan sonra) cedel, özellikle de cedelin uygulama konuları ele alınmamakta kelâm ve fıkıh kitaplarında yer almaktadır. Bu mantık eserlerinde sadece cedelî kıyasların öncüllerinin bilgi değeri hakkında açıklamalar bulunmaktadır. İbn Ḥazm’ın istisna tutulma nedeni et-Taḳrîb isimki mantık eserinde kelâmcıların cedel yorumuna yani münâẓaraya uygun olarak cedel konusunu beş sanat altında ele almasıdır. ABM kelâmcıların belirlediği ve sonra fıkıh eserlerinin de benimsediği geçerli olanı tespit etme amacına dayanarak sistemleştirilmiş bir cedel sanatıdır ve mantık kitabında ele alınmaktadır. Bu anlamıyla ABM, İbn Sînâ sonrası İslam mantık yazını çerçevesinde cedelin ve uygulamasının yeni bir formatta mantık kitaplarına dönüşü anlamına gelir. Başka bir ifadeyle ABM, Aristotelesçi cedel teorisinin bir yorumu olarak İslam mantık literatürü içerisinde aldığı son formdur. 14. yy.’da başlayıp 20. yy.’la kadar süren ABM eserleri, literatür taraması yöntemi ile tespit edildi. Literatür taraması iki aşamalı gerçekleşti. Öncelikle Türkiye yazma eser kütüphanelerindeki ABM mecmuaları incelendi. Bu mecmualarda İSAM, YEK, Princeton Üniversitesi İslam Dünyasının Yazmaları gibi kataloglar ile ṭabâḳât ve terâcim eserlerinde henüz yer almayan birçok eser tespit edildi. İkinci aşamada ṭabâḳât ve terâcim eserleriyle kataloglardaki eserler belirlendi. Buna göre ABM yazınına dair 291 eser ve 217 müellifin olduğu görülmektedir. Büyük çoğunluğu Osmanlı uleması olan müelliflerin neredeyse tamamı müderristir. 291 eserin ekserisi haşiye ve şerhtir. Bu eserler çoğunlukla medreselerde okutulmak üzere kaleme alınmıştır. Semerkandi sonrası şerh ve haşiye ile inceleme konusu olan birçok metin bulunmaktadır. Örneğin Aḋudduddîn el-Îcî’nin tek sayfalık metni, Ḥüseyin el-Adanavî’nin Ḥüseyniyye’si, Birgivi Mehmed Efendi’nin bir sayfalık metni, Taşköprülüzade’nin risalesi, Saçaklızade’nin Velediyye’si gibi. En fazla ABM eseri kaleme alan müellif, dokuz eserle Cârullâh Velîyyüddîn b. Muṣṭafâ b. ʿAlî el-İsṭanbûlî Ebû ʿAbdullâh’dır.