Özet
Muhakkik kelâm âlimlerinden Seyyid Şerîf Cürcânî’nin (ö. 816/1413) kaleme aldığı Şerhu’l-Mevâkıf adlı eser, yazıldığı ândan itibaren geniş bir ilgi ve alaka ağına vesile olmuş ve muhtelif ilmî muhitlerin medreselerinde tedris edile-gelmiş nâdide bir eserdir. Bunun doğal neticesi olarak etrafında hacimli bir literatürün (hâşiye/ta´lîk/hâmiş/reddiye vs.) oluşmasına da sebep olmuştur. Literatürün önemli bir kısmını 15. ve 17. yüzyıllar arasında ilmî faaliyette bulunmuş Osmanlı âlimlerinin çalışmaları oluşturmaktadır. İşte Mollâ Muslihuddin Kestelî’nin (ö. 901/1496) Risâle fî işkâlâti Şerhi’l-Mevâkıf, Es’iletü’l-Kestelî, Risâle fî seb´ati işkâlât, es-Seb´atü’l-mu´allaka şeklinde muhtelif isimlerle anılan eseri, mezkûr literatür arasında yer almaktadır. Eser için bu makalede gerek içerik incelemesi gerekse de biyografik kaynaklar ile yazma eser nüshalarındaki bilgilerden hareketle isim müsemmâ uyumunun azami derecede sağlanması gayesi ile İ‘tirâzâtü’l-Kestelî ‘alâ ba‘zi ‘ibârâti’s-Seyyid eş-Şerîf el-Cürcânî fî Şerhi’l-Mevâkıf şeklinde bir tesmiyede bulunulmuştur. Cürcânî’nin Şerhu’l-Mevâkıf’ta zikrettiği altı temel meseleye (mutlak ilmin tarifi, yeniden diriltme, varlık-mâhiyet ilişkisi, bilkuvve harâret, cüz-i lâ yetecezzâ ve suyun küreselliği) dair bazı ibarelerin eleştirisini içeren risâle gerek meselelere farklı bir bakış açısı sunması gerekse de kelâm başta olmak üzere çeşitli disiplinlerdeki mahâreti sebebiyle es-Seyyidü’s-Sened şeklinde bir övgüye mazhar olan bir âlime yapılmış bir reddiye olması bakımından oldukça ilgi çekicidir. Bu makale de eserin tahkik ve incelemesine tahsis edilmiştir.